TR   EN
Anasayfa     

Blog

Hadımoğlu KonağıBu konak ilçe merkezindedir, kitabesine göre, konak 1795-1796 yılları arasında yapılmıştır. Yapan ve yaptıran yazılı değildir.
Ancak; anılan dönemde, Bayramiç yöresindeki en önemli yönetici, Hadımoğlu Sülalesinden Hazımzade Osman Bey’dir. Bu yüzden, konağı yaptıran olarak da Osman Bey tahmin edilmektedir.

Bir diğer söylenti daha var. 17’nci yüzyılda, Konya ilinin Hadim ilçesinden gelerek Bayramiç’e yerleşen Mustafa ve Ahmet isimli iki kardeş, burada dabaklık yaparak kısa sürede zengin olurlar ve zamanın hükümeti tarafından Bayramiç Sancaktarlığına atanırlar. Konak, bu sancaklar kardeşlerden kalan ve günümüze kadar fazla tahrip olmadan gelebilen en güzel sivil mimari örneklerinden birisidir.

Konak, 1973 yılında varislerinden Kültür Bakanlığı tarafından satın alınmış ve 1996 yılında Bayramiç Kaymakamlığına tahsis edilmiş, Türk Evi-Etnografya Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ardından restore edilerek “Etnografya Müzesi” ne dönüştürülmüştür.

Yapının, batıda, sokağa bakan cephesi büyük boyutlu kesme taşlardan ve penceresiz yapıldığı için, halk arasında “Hadımoğlu Şatosu” olarak anılmaktadır. Binanın bazı yerlerinde dekorasyon unsuru olarak, ilçe merkezine 14 km uzaklıkta bulunan Kurşunlu Tepe üzerindeki Skepsis antik kentinden getirilen mimari parçalar kullanılmıştır.

İç ve dış cepheler, tamamen resim, fresk, alçı süsleme ve ahşap oymalarla tezyin edilmiştir.

Güneyde bahçesi vardır. Kemerli bir girişten sonra avluya geçilir. Avludan ise, sol tarafta asıl binaya geçilir. Konağın alt kat girişinde: mermerden yapılmış fıskiyeli bir havuz bulunur. Konak 2 katlıdır. Her iki katının planları birbirinden farklıdır. Ortada bir salon ve salonun iki ucunda odalar bulunur.

Bu odaların tavanları oldukça gösterişlidir, kalem işi ve altın yaldız süslemeler oldukça güzeldir. Odalarda, nişler içinde, ahşap gömme dolaplar vardır. İkinci katın odalarında: bir duvarda ahşap dolap, diğerinde güzel bir şömine ve gömme dolaplar bulunur. Batıda bulunan ve konağın en gösterişli odasının giriş kapısının bulunduğu güney cephesinde ahşap dolaplar üzerine, deniz kenarında bir şehir manzarası resmedilmiştir.

Resimde: deniz kıyısında evler, önde ağaç sıraları, arka planda tepeler, gökyüzü ve bulutlar, deniz üzerinde kayıklar görülür. Tavanın zemini yeşildir ve altın yaldızlı çıtalarla kafes şeklinde düzenlenmiştir. Konağın doğu ucundaki oda: doğu cephesine Barok karakterli mermer bir şömine yerleştirilmiştir. Odanın güney cephesinde ise bir dolap bulunur. Dolabın üst kısmı, diğer odaya göre sadedir.

Burada da duvarda: bir deniz manzarası resmedilmiştir. Üzerinde kemerli bir köprü olan su yolu, arkada evler, ağaçlar, tepeler ve bulutlar görülür. Bu odada: kırmızımsı bir renk hakimdir. Ahşap tavanı, en az diğer odanın ki kadar süslüdür. Ortada yuvarlak bir göbekten çıkan ışın demetleri, bir halka oluşturur. Yapının üst örtüsü: ahşap ve kiremit kaplıdır. Müze olarak düzenlenmiş yapının taş kaplı avlusunda: bazı arkeolojik ve Etnografik eserler sergileniyor.

Evet, gerek mimari yapısı ve gerekse bezemeleriyle, günümüze kadar pek az değişiklikle, tarihsel özelliğini koruyarak gelen konak, önemli bir kültür hazinesidir.