TR   EN
Anasayfa     

Blog

Skepsisİlçe merkezinin 10 km doğusunda, Kurşunlu köyü batısında ve Skamandros (Eski Menderes çayı) vadisinde eski bir Aiolya yerleşim yeridir.
Şehirle ilgili bilgilerde ayrıntılara girdim, çünkü bu şehir gerçekten bir zamanlar oldukça önemli bir yerleşim yeridir ve benim özellikle toprağa gömülen Aristoteles’in kitaplarıyla ilgili bölüm oldukça ilgimi çekti.

Antik kent, ilk olarak Bayramiç ilçesinin 18 km güneydoğusundaki Evciler köyü yakınlarında kurulduğu ve daha sonra ise, 10 km doğudaki, bugünkü Kurşunlu köyünün olduğu yere taşınmıştır.

Kent, denize uzaktır. Ancak Skamandros (Eski Menderes) nehrinin suladığı verimli arazi üzerinde, teraslar halinde Skamandrios vadisine doğru iner.

Şehir, her yönden görülmesini sağlayan bir yükseklikte kurulmuştur. Kurulduğu yerin güzel manzarası, kente isim verilirken etkili olmuştur. Eski Yunancada “Skepsis” kelimesi “Manzarası güzel” anlamına gelir.

Öte yandan: şehrin kurulduğu konum, şehrin çevresinde bulunan tarıma uygun toprakların bulunması ve şehrin eteklerinde bulunan İda dağının zenginlikleri de önemli rol oynamıştır. Yani, Yunan mitolojisinin en önemli simgelerinden birisi olan İda dağı ile Skepsis şehri özdeşmiştir. İda dağı ve iç Troya bölgesi denildiğinde, ilk akla gelen şehir Skepsis şehridir.

Şehrin kuruluşuyla ilgili kaynaklar: Troya kralı Priamos’un soyundan gelen iki sülalenin hüküm sürdüğü ve daha sonra şehrin oligarşi ile yönetildiğinden bahseder.

Adı geçen bu iki sülale: Aineias ve Hektor’un oğulları Askanios ve Skamandrios’un soyundandır. Strabon: Aeneas ve Hektor soyundan gelenlerin uzun süre yönetimi ellerinde tuttuğunu yazar.

MÖ 8’nci yüzyıl sonlarında yaşayan ve Truva bölgesi hakkında önemli bilgiler aktaran Homeros’un “İlyada” destanında, Skepsis şehrinin adı geçmez. Ancak İda dağı etekleri hakkında ayrıntılı tanımlar bulunur. Skepsis şehri ile ilgili önemli bilgiler, MÖ 5’nci yüzyıl sonu ile 4’ncü yüzyıl başında yaşamış ünlü tarihçi Ksenophon ve MÖ 1’nci yüzyılda yaşamış ünlü coğrafyacı Strabon tarafından verilmiştir.

Troya’nın iç bölgeleri, MÖ 460’larda Pers hakimiyeti altındadır.

Pers hakimiyetine giren şehir, Mania adli bir yönetici tarafından yönetilmektedir.

Mania bir kraliçedir ve MÖ 399 yılında Mania, damadı tarafından öldürülünce kadar başarılı bir yönetim gösterir. Şehir, Mania döneminde önemli bir refah düzeyine ulaşır. Yerine: Meidias geçer. Halk, Meidias yönetiminden memnun olmaz ve Spartalılardan yardım isterler ve Spartalılar Meidias yönetimine son verirler. Bu dönemde: şehrin çevresini görkemli savunma duvarları çevrelemektedir.

Burada araya girip bir rivayetten söz etmekte yarar var. Aristoteles, öğretilerini yaymak için Ege bölgesinde gezerken, öğrencilerinden birisi de Theophratos’tur,

Aristoteles okulunu ve kitaplarını kendisine vasiyet etmiştir ve bu öğrencisi Kaz dağları eteğindeki refah dolu kentte yaşamaktadır. Ancak bu refah dolu kent, zamanla savaş ve yağma tehditleri altına girer ve Theophratos, kitaplarını bu kente gömer.

Yani, Theophrastos Kütüphanesinin: Bergama ve İskenderiye şehirlerine taşınmadan önce saklandığı yer Skepsis şehridir. Yani, Aristo’nun günümüze kadar ulaşan öğretileri, Skepsis antik kentinde saklanan ve bulunan kitaplar sayesinde dünya üzerine yayılmış, insanlık tarihine kazandırılmıştır.

MÖ 4’ncü yüzyılda, Derkylidas tarafından yönetilirken, Pers hakimiyeti kalkmış ve demokrasiyle yönetilmiştir. Çünkü MÖ 334 yılında, Büyük İskender Anadolu’ya girmiş ve Truva bölgesinde yaptığı Granikos savaşında Perslileri yenmiştir.

Bu dönemde: Büyük İskender’in generallerinden Lysimakhos, daha önce Antigonos tarafından kurulan ve “Antigonia” isimli kente önem kazandırmak için, Skepsis ve çevresindeki şehirlerin halklarını buraya göç ettirir ve ardından Antigonia şehrinin ismi “Aleksandria Troas” olarak değiştirilir.

Ancak Skepsis halkı, bu birleşmeden mutlu değildir ve bir süre sonra Lysimakhos’tan izin alarak MÖ 301 yılında şehirlerine geri dönerler.

MÖ 2’nci yüzyılda Bergama hakimiyetine giren şehir, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir merkez olarak varlığını sürdürmüştür.

Roma döneminde bağımsız para basabilen şehirler arasındadır. Skepsis’de basılan sikkelerde köknar ağacı simgesinin olması, şehrin geçim kaynakları arasında ormancılığın ne kadar önemli olduğunu ifade eder. Çam ve köknar ağaçları bakımından oldukça zengin olan İda dağı, birçok Truva şehrinde önemli kaynak yaratmıştır. Skamander nehri ise tomruk taşımacılığında kullanılmıştır.

Bizans döneminde piskoposluk merkezi olmuştur. MS 431 yılında, Efes şehrinde toplanan konsil toplantısında Skepsis’i piskopos Athanasion temsil etmiştir.

787 yılında, 2’nci İznik konsilinde, Skepsis’i temsil eden bir piskoposun olmaması, bu tarihte şehrin önemini kaybettiğini gösterir.

1800’lü yıllarda, buradaki önemli bir aile olan Hamidoğulları, Bayramiç kasabasında birçok inşaat yaptırmış ve bu inşaatlarda, Skepsis kentinin antik taş küpleri kullanmışlardır. Özellikle Konak camisinde, devşirme malzeme olarak çok miktarda kullanılıştır.

Hatta: Hadımoğlu Osman Ağa, köylülere getirecekleri her taş küp için 1 para vaat eder. Köylüler de buldukları küpleri sökerek Osman Ağa’ya götürürler ve konak inşa edilir. Günümüzde ilçe merkezindeki Hadımoğlu Konağını gezerseniz, bu nadide küpleri de görebilirsiniz.

Schlieman (Truva kentini bulup, yağmalayan kişi) 1881 yılında buraya geldiğinde, Kurşunlu köyünde yaptığı kazılarda, bazı kalıntılara rastlamış, tıpkı Asos’un duvarları gibi duvar kalıntıları ve 3 x 1.80 metre ebadında bir bina kalıntısı bulmuştur.

Skepsis şehrinin aşağı kenti ile nektopolü, Bayramiç Barajının suları altında kalacağından, 1993 yılında burada kurtarma kazısı yapılmış, bir hamam ortaya çıkarılmış, mezar stelleri ve çeşitli mimari parçalar bulunmuştur.

Evet, yazılı kaynaklara göre, şehrin çevresi yüksek surlarla çevrilidir ve Athena Tapınağı vardır.

Bu antik kentin mimari yapıları, tamamen yok olmuştur. Ancak yine de Kurşunlu köyüne giderseniz, halen birçok kalıntı görebilirsiniz. Antik şehir kalıntılarında herhangi bir resmi arkeolojik araştırma yapılmamış olmasına rağmen, 1989 yılında Bayramiç’te baraj yapımı kararı çıkıp şehrin bir kısmı baraj gölü altında kalma riski olunca, kurtarma kazıları yapılmış, kalıntıların bir kısmı açığa çıkarılmıştır.

1993 ve 1995 yılları arasında kurtarma kazıları yapılmasına rağmen, Skepsis şehrinin aşağı kent ve nekropol alanı yine de sular altında kalmaktan kurtulamamıştır. Ancak bu bir zamanların muhteşem antik kenti, baraj suları altında kalma riskini bir nebze atlatmış olmasına rağmen, günümüzde bir maden şirketi tarafından tehdit altındadır.

Sonuç olarak, İlçe merkezine bağlı Kurşunlu köyünde, 600 dönümlük bir alanda bir maden şirketine, maden arama ruhsatı verilmiştir.